Çin ne yapmak, nereye varmak istiyor?

İsmail H. Polat
ismailhpolat
Published in
3 min readNov 4, 2019

--

Komünist Partisi’nin son kongresinde Blockchain ve Kriptoparaları öncelikli teknolojik gelişim alanı ilan eden Çin’in amacı ne ve nereye kadar gidebilir?

25 Ekim 2019 Cuma günü Çin Halk Cumhuriyeti’nin resmi yayın organı Halkın Günlüğü gazetesi ilginç bir manşetle çıktı: Blockchain!

Manşetin hemen altı ise Devlet Başkanı Xi Jingping’in, devlet olarak önümüzdeki dönem için Blockchain’i öncelikli teknoloji olarak kabul ettiklerini ve eğitimden başlayarak ekonominin her alanında bu teknolojiyi kullanacakları açıklamalarından başlayarak gazetenin iç sayfalarına da yayılan Blockchain haberlerle doluydu.

Çin yönetimi bununla da yetinmeyerek aynı gün başlayan Çin Komünist Partisi Kongresi’nde kriptopara hizmet ve uygulamalarını içeren ve 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren geçerli olacak bir Kriptoloji yasasını da yürürlüğe koydu. Bu adımların ardından ülkede adeta Blockchain seferberliği ilan edildi. Devlet televizyonlarında bile sürekli Blockchain teknolojisinin öneminden söz eden eğitici programlara ve açıklamalara yer verildi ve hatta “Blockchain teknolojisini kötüleyen yayınlar yasaklandı!”.

Sürecin şahikası ise, geçtiğimiz günlerde açıklanan Çin Merkez Bankası tarafından piyasaya sürülecek ve resmi para birimi Yuan’a entegre çalışacağı söylenen ulusal kriptopara idi. Çin Uluslararası Ekonomik Değişimler Merkezi Başkan Yardımcısı Huang Qifan tarafından bir basın toplantısıyla isminin DCEP olacağı açıklanan ulusal kriptoparanın 5–6 yıllık bir hazırlığın ardından artık hazır olduğu ve ilk aşamada bankalar üzerinden SWIFT sistemine alternatif kullanım biçimleriyle piyasaya sürüleceği belirtiliyor. Başta Bitcoin olmak üzere kriptoparalara ve Blockchain’e mesafeli ve hatta zaman zaman yasaklayıcı yaklaşımlarıyla bilinen Çin’in bu ‘ani U-dönüşü’ kriptopara piyasaları tarafından beklenmedik biçimde olumlu algılandı ve Bitcoin 15 saat gibi kısa bir sürede 7.500 dolar seviyelerinden %40’a yakın bir artışla 10.400 dolara kadar yükseldi.

Her ne kadar Çin hükümeti ilerleyen günlerde “Bitcoin’e değil Blockchain teknolojilerine odaklanacaklarını” açıklasa da, Batı finans ve ekonomi çevrelerinde Çin’in bu ani strateji değişikliğinin nedenleri tartışılmakta.

Kişisel olarak bu radikal değişimi, ABD ile Çin arasında baş gösteren ticaret savaşlarının tetiklediğini düşünüyorum. Halihazırda üretim teknolojilerinde ABD’ye kafa tutacak hale gelen Çin’in, kendisini asıl zayıf (ve aksi gibi Batı dünyasının da kendini en güçlü) gördüğü alan bankacılık ve finans.

İşte Çin, Blockchain’i bu en kritik eksikliğini giderecek ve bunun da ötesinde kendisine benzersiz bir rekabet gücü sağlayacak bir konsept olarak seçti bence. Ve bu stratejik seçim sayesinde kurulacak Blockchain temelli iş uygulamalarını yavaş yavaş dünyanın dört bir yanında ticaret yaptığı ülkelere yaygınlaştıracağını ve bu uygulamalara eklemlenecek token ve/veya kriptoparalarla da hemen her iş kolunu ticari ve finansal olarak da bütünleştireceğini planlıyor olmalı. Böylelikle dünyanın her ülkesinde ABD ve Batı bankacılık sisteminin sürecin tamamında devreden çıkartılacağı yekpare bir işleyiş yaratılabilir, ki bu Batı dünyası için tam bir kabus olur.

Kuşkusuz bu kabusun önündeki en büyük engel, Çin’in mevcut tüm teknolojik işleyişlerindeki bilgi hegemonyası ve bunun yarattığı kullanıcı mahremiyeti sorunları. Aslında Blockchain’in doğası ile de çelişen bu durum karşısında Asya devinin rekabette avantaj sağlamak için, ülke içindekinden farklı olarak, ülke dışında kuracağı Blockchainlerde kullanıcılara mahremiyet haklarını teslim edeceği (veya öyle görüneceği) kanaatindeyim. Çin, bu stratejiyi kendi ürettiği akıllı telefonlarda da başarıyla uygulamakta ve Çinli Huawei ile Xiaomi gibi markalar Apple iPhone gibi Batılı rakiplerine kök söktürmekte. Benzer şekilde orada da, Çinli telefon markalarının kullanıcı mahremiyetini ihlal edip etmedikleri ve içindeki bilgileri Çin Devletine aktarıp aktarmadıkları da tartışma konusu. Kuşkusuz Çin, buna dikkat eder veya etmez, ama saatten sonra başta ABD olmak üzere tüm batı bankacılık ve finans piyasası, Çin’in bu hamlesine karşı Blockchain ve Kriptopara temelli bir alternatif konsept geliştirmek zorunda. Ve ancak bu alternatif geliştirildikten sonra kendi kişisel ve kurumsal mahremiyet temelli yaklaşımlarını Çinli markalara karşı bir avantaj olarak ortaya koyabilirler.

Çin Hükümetinin bu strateji değişikliğinin ve Blockchain odağının ne kadar önemli olduğunu ancak birkaç yıl sonra geriye dönüp bugünlere baktığımızda anlayabileceğiz.

Ama adettendir, biz sorumuzu tekrarlayalım

--

--

Lecturer @ Kadir Has University Department of New Media Contributing Writer for Bloomberg BusinessWeek Turkiye